Olympos Aktiviteler Pansiyon Ağaç Ev
SİT derecesi düşürülen Olympos u gelecekte ne bekliyor?

SİT derecesi düşürülen Olympos u gelecekte ne bekliyor?

Antalya’nın dünyaca ünlü tatil merkezlerinden biri haline gelen Olimpos’ta Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca onaylanarak askıya çıkarılan koruma amaçlı imar planı tartışma yarattı. Yaz aylarında on binlerce ziyaretçiyi ağırlayan Olimpos’, Kumluca ilçesine bağlı Yazır köyünün sahil kesiminde yer alıyor. Ancak 2019 verilerine göre yalnızca 1105 nüfusu bulunan Yazır köyünün bir zamanlar keçi ağılı olan dere kenarları 1990’lardan sonra ziyaretçi patlaması yaşayınca, antik kentle iç içe geçen vadinin iki yakasından başlayarak bölge ağaç evler ve pansiyonlarla doldu. Geçmişte milli park, doğal ve arkeolojik sit ilan edilerek koruma altına alınan Olimpos ve çevresinde hızlı ve kaçak yapılaşmanın önüne geçilemeyince işler kontrol edilemez noktaya ulaştı ve portakal bahçeleri yüzlerce yatağa sahip olan ağaç evlerden birer turistik tesise dönüştü. Böylece Türkiye’nin en ünlü tatil merkezlerinden biri olan ve dünyaca ünlü dergilerde tanıtım yüzü olarak kullanılan Olimpos, aynı zamanda kanalizasyon sistemi bile olmayan alt yapısız bir kaçak yapı cennetine de dönüştü. Olimpos’ta kaçak yapılaşmaların yoğunlaştığı bölgenin koruma statüsü, 2010 yılından bu yana süren çalışmaların ardından 2. Dereceden 3. Derece Arkeolojik Sit Alanına düşürülürken, alan için hazırlanan koruma amaçlı imar planı Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından onaylandı. Türkiye’nin plansız ve altyapısız turizm uygulamalarına çarpıcı bir örnek olan Olimpos’ta gözler şimdi yaklaşık 130 dekarlık yapılaşma öngören planın askıdan indirilip sahaya nasıl uygulanacağında.

Yaklaşık 10 yıl önce ünlü şarkıcı Teoman’ın müziği bırakıp inzivaya çekileceğini açıkladığı doğa ve tarih cenneti olarak gündeme gelen Olimpos, Antalya’nın Kumluca ilçesine bağlı Yazır köyü sınırlarında bulunuyor. Ancak 2 bin yıl önce deniz korsanlarının işgal ettiği bu Likya kentin ünü çoktan bağlı olduğu köyü aşmış durumda. 1972’de Milli Park ilan edilen bölgeye adını veren Olimpos, sahip olduğu doğal ve tarihi dokusuyla hem arkeolojik hem de doğal sit alanı olarak koruma altına alındı.

Olimpos sahili. Fotoğraf: (Barış Künar)

OLİMPOS TÜRKİYE’NİN EN BÜYÜK KAÇAK TATİL KÖYÜNE NASIL DÖNÜŞTÜ

Antik kentin kalıntılarının yoğunlaştığı kısmı 1. Derece, geri kalan bölümü ise 2. Derece arkeolojik sit alanı olan Olimpos’ta 1990’lardan itibaren hızlanan plansız ve altyapısız turizm giderek kontrolden çıkarak antik kentin bulunduğu dar vadiyi adeta kaçak yapı cennetine dönüştü. Yerel halkın verdiği bilgiye göre tamamı kaçak konumunda bulunan ve yıkım kararları olan Olimpos’ta 4 bin civarında yatak kapasitesi bulunuyor. Ancak bu rakamın çok daha fazlasının olduğunu söyleyenler de var. Koruma yasaları alanda yapılaşmaya izin vermeyince yerel halk çareyi yasayı ihlal edip ağır cezalık suçları da göze alarak Olimpos’u Türkiye’nin en büyük kaçak tatil köyüne dönüştürmüş.

YIKIM KARARI BULUNAN TESİSLERDE TURİZM YAPILIYOR

Devletin ilgili kurumları bir yandan kaçak yapılar hakkında tutanak tutup yıkım kararı verirken, bir yandan da elektrik, su bağlamış, içki ruhsatı vermiş. Her hangi bir yaz sezonunda Olimpos’ta ortaya çıkan manzara şu: Kolluk kuvvetleri ilgili yasal düzenleme kapsamında ünlü tatil merkezinde kaçak olduğu için yıkım kararı olan herhangi bir ağaç ev ya da bungalovda konaklayan tatilcilerin adlarını kimlik bildirim sistemine(KBS) kaydedebiliyor. Ancak devletin kimliğini kayıt altına aldığı tatilcilerin hepsi de aslında orada bulunmaması gereken, 2. Derece arkeolojik sit alanı üzerinde inşa edilmiş ‘kaçak’ tesislerde kalması, içinden çıkılması güç bir durumu ortaya koyuyor.

OLİMPOS İÇİN HAZIRLANAN YENİ PLAN NELERİ İÇERİYOR

Olimpos 1/1000 Ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı alan kullanım kararlarına göre 3. Dereceye düşürülen arkeolojik sit alanı içesinde yaklaşık 125 bin metrekare ekolojik pansiyon alanı, 746 metrekare ticari alan, 364 metrekare belediye alanı, 1503 metrekare aile sağlığı merkezi, yaklaşık 12 bin metrekare park, 1401 metrekare rekreasyon alanı, 264 metrekare trafo alanı ve yaklaşık 100 bin metrekare yol alanı ayrıldı. Buna göre yaklaşık 130 dekarlık alanda iki katı geçmemek koşuluyla yapılaşma öngörülüyor.

 

ÇÖZÜMÜ SİT DERECESİNİ DÜŞÜRÜP KORUMA İMAR PLANI YAPMAKTA BULDULAR

Olimpos’ta bulunan işletmelerden birinin sahibi olan Halil Karataş, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın onayladığı koruma amaçlı imar planının hazırlık süreci ve plandan beklentilerine ilişkin sorularımızı yanıtladı. Aynı zamanda Yazır köyünün eski Muhtarı ve Kumluca Belediyesi Meclis Üyesi olan Karataş, planın uygulanması durumunda Olimpos’taki kaçak yapılaşmanın sona ereceğini ve yapılan turizmin daha kaliteli hizmet vereceğini savunarak şunları söyledi:

1950’li yıllarda Çıralı. Fotoğraf: (Prof. Machteld J. Mellink arşivi)

BÜYÜKLERİMİZ ‘SİT’İN MALA DAVARA BİR ZARARI OLMAZ’ DEMİŞLER

“Olimpos’ta ağaç evlerin ve bungalovların bulunduğu bu bölge, büyüklerimizin yıllar önce tarım ve hayvancılık yaptıkları arazilerden oluşuyor. O dönemde sit alanının ne olduğunu bilmedikleri için ‘mal davara bir zararı’ olmaz düşüncesiyle pek üzerinde durmamışlar. Bu arazilerin olduğu bölge 2. Derece arkeolojik sit alanı ilan edilmiş. 1997 yılında tapu kadastro çalışmaları yapıldı burada ve arazilerimizin tapusunu aldık. Ama arazilerimiz arkeolojik sit alanının içinde kaldı. Sonra hepimizin bildiği gibi burada turizm hareketi oluştu ve insanalar kendi tapulu arazilerine ufaktan ağaç evler, bungalovlar yapmaya başladılar. Daha sonra içine banyo- tuvalet eklenirken yapılar iki katlı olmaya, ebatları büyümeye başladı. Derken iş giderek kontrolden çıkmaya başladı, şu anda geldiğimiz noktada ise işin iyice kontrolden çıktığını söyleyebiliriz. Ancak sonuçta işin bu hale gelmesine yine buranın yerel halkı neden oldu. Biri yapınca diğeri daha büyüğünü yapma yarışına girdi ve bu noktaya gelindi ve ardından alt yapı ve yol sorunu başladı. Burası sit alanı olduğu için bir kanalizasyon bile yapılamıyor.”

Olimpos-Çıralı’da bir Yörük kadını. 1954, (Prof. Machteld Mellink arşivi)

‘2. DERECE SİT ALANI İMAR PLANI YAPILMASINA ENGEL OLUYORDU’

Olimpos’un plansız ve kaçak yapılaşma sorununa çözüm bulmak için yaklaşık on yıl önce girişimlere başladıklarını dile getiren Karataş, “Bizler de burada yaşayanlar olarak sıkıntı çekiyorduk. Bir şeyler yapmak istiyoruz ama yasa buna izin vermiyordu. Mahkemeye veriliyorduk, hapis yatanlar oluyordu. Sonunda bir orta yol bulmak için harekete geçtik. Antalya’da Valilik’ten ilgili kurumlara, akademisyenlere kadar birçok yetkiliyle görüşmeler yaptım. Olimpos’u düşüneceğiz ama burada biz de varız. Ben kendimi de düşünmek zorundayım. Bizim atalarımız buraya 1830’larda gelmişler, son 10 yılda gelmiş işgalciler değiliz. Sonuçta bu tür alanlardaki örnekleri inceledik ve koruma amaçlı imar planı yapılırsa bir çözüm bulunabileceğini düşündük. Duayen Hocaların da fikirlerini aldık. Onlar da ‘olabilir’ dediler. Ancak 2. Derece arkeolojik sit alanı statüsü burada plan yapılmasına engel oluyordu. Bunu çözmek için de alanın sit derecesinin düşürülmesi gündeme geldi” diye konuştu.

SİT DERECESİ DÜŞÜRÜLEN BÖLGEDE ARKEOLOJİK KALINTI ÇIKTI MI?

Büyük bir bölümü 2. Derece arkeolojik sit alanı olan Olimpos’un bu kısmını sit derecesinin 3.’e düşürülmesi sürecinde ne gibi çalışmalar yapıldığına ilişkin sorumuzu da yanıtlayan Halil Karataş, alanda jeoradar taraması, sondaj ve jeolojik etütlerin yapıldığını kaydetti. Çalışmalar sırasında arkeolojik bir kalıntıya rastlanıp rastlanmadığı yönündeki sorumuza yanıt veren Karataş, “parsel parsel sondaj yapıldı. Hiç kalıntıya rastlanmadı. Çalışmaların hepsi de raporlanıp kayıt altına alındı” diye konuştu.

 

‘PLAN YAPILMASAYDI SİT ALANINA YÖNELİK DAVA AÇACAKTIK’

Olimpos için koruma amaçlı imar planı yapılmaması durumunda yerel halk olarak sit alanına yönelik dava süreci başlatmayı planladıklarını dile getiren Karataş, “Zamanında iki tane arkeolog geliyor, adamların elinde bir tane bile GPS bile yok. Bir noktadan diğerine bakıp, ‘burası 2. Derece sit olsun’ diye karar vermişler. Bizim portakal bahçelerinin olduğu yeri de Olimpos gişelerinin olduğu yeri de 2. Derece sit yapmışlar. Bu derecelendirme işinin bir elden geçirilmesi lazım” ifadelerini kullandı.

OLİMPOS’TA YAKLAŞIK 4 BİN YATAK KAPASİTESİ VAR

Geçmişte 2. Derece sit alanı olan bölgenin bir kısmının da 1. Dereceye yükseltildiğini söyleyen Karataş, askı süreci devam eden koruma amaçlı imar planından ne bekledikleri yönündeki sorumuza ise şu yanıtı verdi: “Ben iki gündür plan notlarını okuyorum. Bundan sonra yapacağımız her türlü çalışma müzenin kontrolünde ve onayıyla olacak. Müzenin izni olmadan bir fosseptik çukurunu bile kazamayacağız. Olimpos’ta mevcutta 4 bin civarında yatak kapasitesi var. Şu anda Olimpos’taki mevcut yapılaşma oranı yaklaşık yüzde 80. Plana göre inşaat emsal oranları düşecek ve yatak kapasitesi de buna göre azalacak. Yapılaşma emsal oranı 15 metre tabanlı iki kata toplam 30 metrekare ve ahşap malzeme olacak. Şu anda Olimpos’taki mevcut yapılaşma oranı yaklaşık yüzde 80. Benim işletmemde yaklaşık 100 yatak var. Bunun yarısını kaybetmeye razıyım. Yeter ki daha kaliteli ve sağlıklı bir ortam olsun. Biz Olimpos’un tarihini ve doğasını koruyan bir turizm olsun istiyoruz. Çünkü başka Olimpos yok. Bütün çabamız bu yönde. Bu plan için geç bile kalındı. Bu zamana kadar yapılmaması bir ayıptı. Bana göre bu plan uygulanırsa, iddia ediyorum Olimpos ödül üstüne ödül alır. Burada ona buna rant sağlamak diye bir şey yok ama yarın ne olacağı bilinmez.”

 

İKİ BİN YIL ÖNCE KORSANLARIN KRALI ZENİKETES’İN KALESİYDİ

Olimpos, Likya uygarlığının en önemli kentlerinden biriydi ve Amasyalı ünlü antik çağ coğrafyacısı Strabon’a göre 23 kentin temsil edildiği Likya Birliği Meclisinde üç oy hakkına sahip 6 kent arasında yer alıyordu. Geographika adlı eserinde Olimpos’a da yer veren Strabon, kenti şöyle anlatıyor: “Tauros (Toros) Dağlarının yamaçlarında Zeniketes’in korsan kalesi bulunuyor.  Olympos’u kastediyorum. Hem dağdan, hem kaleden bütün Liykia, Pamphylia,  Pisidya ve Milyas görülebilir. Fakat bu dağ, İsauricus tarafından ele geçirilince Zeniketes kendini ailesiyle birlikte ateşe verdi. Korykos, Phaselis ve Pamphylia’da daha birçok kent onundu fakat tümü İsauricus tarafından ele geçirildi.”

 

OLİMPOS’TAKİ PLANSIZLIK 2 BİN YIL ÖNCESİNİN BİLE GERİSİNDE

Strabon’un antik çağın ünlü korsan kralı Zeniketes’in kalesinin bulunduğunu belirttiği Olimpos 2 bin yıl sonra bugün belki de korsanların Akdeniz kıyılarını haraca kestiği dönemi aratacak kadar kötü bir plansızlığın tam ortasında yaşıyor. Tarihin ve coğrafyanın cömertliğinin sergilendiği Olimpos’un bugünkü sakinlerinden biri olan turizmci Bayram Karataş’a yeni plandan ne beklediklerini mevcut sorunları soruyoruz. Karataş, yeni imara açılan bir alanın olmadığını, mevcuttaki kaçak yapılaşmanın iyileştirilerek yasal statüye kavuşacağını savunuyor.

 

‘PORTAKAL BAHÇELERİ TURİZM TESİSLERİNE DÖNÜŞTÜ’

“Bana göre yeni planın uygulanması hizmet kalitesini artıracak” görüşünü dile getiren Bayram Karataş, “Daha önceki işletmeler yasal değildi. Zamanında tarım alanlarına yapılmış kaçak yapılardı. Arazilerin yüzde 98’inde işletme var. Portakal bahçeleri ağaç evlerle doldu ve turizm tesislerine dönüştüler. Tabii ki bunlar yeni yapılmadı, zamanla oluştu ama buna bir düzenleme gelecek. Yasal olarak yapılacak işletmeler daha düzenli olacak. Ben planın Olimpos için mevcut durumdan daha iyi sonuçlar getireceğine inanıyorum” diye konuştu.

 

‘KAÇAK YAPI YÜZÜNDEN CEZA ALMAYAN YOK’

Korunan alanlarla çevrili olan Olimpos’taki işletmelerin yaklaşık yüzde 70’inin korumayla ilgili yasaları ihlal edip kaçak yapı yapmaktan ceza aldığını dile getiren Bayram Karataş, “Burada bu kapsamda ceza almayan kalmadı neredeyse. Ben de bu yüzden ceza aldım. Bu cezalar yaşamımızı da etkiliyor. Örneğin ben 10 yıl önce seyahat acentesi açmak için başvuru yaptığımda, işlemlerimde sorun yaşandı. Sonuçta kendi yerinizde suçlu gibi yaşıyorsunuz” ifadelerini kullandı.

‘ANNEM-BABAM BURADA HAYVANCILIK YAPTILAR’

Olimpos’un geçmişte Yörüklerin kışlak yeri olarak kullanıldığını söyleyen Karataş, “Burada çoğu insan birbirine akraba. Benim annem babam da kışları burada hayvancılık yapıp, yazın yaylaya göç etmişler. Yaklaşık 40-50 yıl önce de narenciye bahçeleri yapılmaya başlanmış. Çünkü burada araziler dere kenarında ve çakıllı olduğu için verimli değil. Ancak portakal yetişiyor. Vadinin içindeki bölge kışın 5-6 saat güneş görüyor ve bu yüzden soğuk oluyor” dedi.

 

PLANSIZLIK HERKESİ SORUNUN BİR PARÇASI YAPIYOR

Olimpos’un öyküsü Türkiye kıyılarında benzerleri sıkça yaşanan trajedilerden sadece biri. Belki de antik kentin ünü ve muhteşem doğasından dolayı en çok öne çıkanı. İyi niyetle başlayan bir turizm öyküsü, çok da uzun sayılmayacak bir süre içinde kanalizasyonu bile olmayan bir tatil merkezinde, insanların fosseptiklerden sızan sularla iç içe yaşamak zorunda kaldığı bir soruna dönüşmüş. Yaz aylarında iki aylık bir yoğun sezon için bir yıl boyunca ipotek altına alınan yaşamlar. Plansızlığın yarattığı çarpıklık, yerel halkından tatilcisine, günübirlik ziyaretçisinden kamu personeline kadar hemen herkesi içine çekerek sorunun bir parçasına dönüştürüyor.

 

Olimpos sahili. (Barış Künar arşivi)

‘1984’TE ELEKTRİĞİN GELMESİYLE CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI’

Geçmişte bitişiğindeki Çıralı ve Yanartaş ile birlikte anılan Olimpos’la ilgili bir kitap yayınlayan Prof. Dr. Hamdi Aktan (1919-2016), “Olimpos ve Khimera: Doğu Likya’nın Dünü Bugünü” adını verdiği kitabını, adeta bugün yaşananları anlatırcasına şu sözlerle bitiriyor: “Şimdi 90 hanede kişinin yaşadığı Çıralı Koyuna, bir gün gelecek yazları 3 bin, belki 30 bin kişi dolacak. Çıralı gün gelecek 3 bin ila 10 bin nüfuslu turistik bir yer olacak. Köye elektriğin geldiği 1984, mantarın açılıp, şişeden cinin salıverildiği yıl oldu. Neon lambalarının çirkin ışığından, karanlık gecelerde gökyüzünü süsleyen samanyolu, Süreyya, ursa majör görünmez oldu. Ağustos böcekleri, gece kuşları ve ağaçlar altında gezinen kirpinin hışırtısından başka ses duyulmayan sakin geceler; araç motorları, sarhoş şamataları, eğlence yerlerinden taşan gürültü ile kirlendi. Müminleri namaza çağıran ilahi nağme, ezanı Muhammedi bile hoparlörden gelen metalik bir sese dönüştü.

 

‘OLİMPOS’UN RENKLİ ÖRTÜSÜ AÇILIP BİLİM ADINA KARNI DEŞİLECEK’

Gelecekte daha neler mi olacak? Yeşil bir çarşafa bürünmüş Olimpos’un renkli örtüsü açılıp, bilim adına karnı deşilecek, antik kent bin yıllık sakin uykusundan uyandırılacak. Bir zamanlar Korsan Kral Zeniketes’in, Kaptan Zosimas’ın gemilerini demirledikleri liman, dünyanın dört bir yanından gelen şımarık zenginlerin yatları ile dolacak. Ekolojik denge karada ve denizde bozulacak. Dilerim bunlardan daha kötüleri, turizm selinin sürükleyip getirdiği kumar, fuhuş, uyuşturucu, Aids, kaçakçılık gibi pislikler gelmez Çıralı’nın başına. Dört bin yıl önce tanrının gazabı ile taşa dönen günahkarlar şehri Sodom gibi turizmin gazabıyla gelecekte betonlaşıp taşa dönecek mi acaba Çıralı da? Geleceğe yönelik bu karamsar varsayımlar bir gün gerçekleşse de ben o günleri görmeyeceğim; tıpkı 3. Bin yıl insanlarından hiç birinin Çıralı’nın 20. Yüzyıl sonundaki şahane güzelliğini asla göremeyecekleri gibi. Bu kitabı gelecekte Çıralı’nın eski halini merak edecekler için yazdım. Keşke bir Olimposlu, bu Likya kentinde 2 bin yıl önce gördüklerini, yaşadıklarını yazıp bıraksaydı…”

 

Olimpos, 1954 (Mellnk arşivi)

ARKEOLOJİK SİT ALANLARINDA YAPILAŞMA İZNİ VAR MI?

I. Derece Arkeolojik Sit Alanlarında yapılaşma izni verilmiyor. Bilimsel amaçlı kazıların dışın da hiçbir kazı yapılamıyor. II. Derece sit alanlarında ise yeni yapı izni verilmezken önceden yapılmış tescilsiz yapıların onarılmasına izin verilebiliyor. III. Derece Arkeolojik Sit’lerde ise arkeolojik varlıkların korunması gözetilerek koruma amaçlı imar planları çerçevesinde düşük yoğunluklu yapılaşmaya olanak sağlanıyor. Ancak mevcut yasal düzenlemelerin öngördüğü yaptırımların sahaya yansıması pek de iç açıcı değil. Türkiye’nin birçok ören yeri, tıpkı Olimpos örneğinde olduğu gibi idareyle buralarda yaşayan halkın sürekli çatışma içinde olduğu sorunlu alanlara dönüşmüş durumda. Kültür mirasını turizmin yaslandığı bir cazibe olarak gören uygulamaların geldiği noktada Türkiye’nin pek çok antik kenti, bu çarpıklık nedeniyle cazibesini yitiriyor…

 

YUSUF YAVUZ

Hemen ARA
(0533) 973 14 01
Hemen YAZ
Whatsapp Ön Bilgi